Rus Süt Ürünleri, Çin'deki Düşük Fermente Ürün Tüketimi Nedeniyle Çin Pazarını Fethedebilir
Kaynak: kommersant.ru
Çin pazarı, Rus süt ürünleri üreticileri için önemli bir potansiyel temsil ediyor. Sağlık ve Beslenme Yönetim Kurulu Başkanı (eski "Danone Rusya"), Ruslan Alisultanov'a göre, Çin'deki düşük fermente ürün ve peynir tüketimi, yerli ihracatçılar için bir "fırsat penceresi" açıyor.
Çin'de yılda 40 milyon ton süt üretimi yapılmasına rağmen, kişi başına tüketim sadece 42 kg. Aynı zamanda, bu hacmin %80'i sıradan içme sütü oluşturuyor.
Yoğurtlar, kefirler ve peynirler gibi daha karmaşık süt ürünlerine olan talep yeni oluşmaya başlıyor ve şu anda yüksek maliyeti tüketim hacimlerini sınırlıyor. Bu segment, rekabetçi ürünler sunabilecek Rus şirketleri için umut verici bir yönü temsil ediyor.
Ruslan Alisultanov, Rusya ve Çin arasındaki süt tüketimi farkına vurgu yaptı. Rusya'da bir kişi yılda yaklaşık 250 kg süt ürünü tüketiyor ve bu hacmin %60'ından fazlası fermente içecekler, lor, lor atıştırmalıkları ve tatlı kategorilerinden oluşuyor.
Rusya'nın süt üretimi şu anda yılda yaklaşık 34 milyon ton civarında. İyimser bir tahmine göre, yıllık %3 büyüme ile 2030'ların başında Rusya, 40 milyon ton üretim hacmine ulaşabilir. Bu, yalnızca iç talebi karşılamayı değil, aynı zamanda Çin gibi umut verici pazarlara ihracat potansiyelini artırmayı da sağlayacaktır.
Yoğurtlar, kefirler ve peynirler gibi daha karmaşık süt ürünlerine olan talep yeni oluşmaya başlıyor ve şu anda yüksek maliyeti tüketim hacimlerini sınırlıyor. Bu segment, rekabetçi ürünler sunabilecek Rus şirketleri için umut verici bir yönü temsil ediyor.
Ruslan Alisultanov, Rusya ve Çin arasındaki süt tüketimi farkına vurgu yaptı. Rusya'da bir kişi yılda yaklaşık 250 kg süt ürünü tüketiyor ve bu hacmin %60'ından fazlası fermente içecekler, lor, lor atıştırmalıkları ve tatlı kategorilerinden oluşuyor.
Rusya'nın süt üretimi şu anda yılda yaklaşık 34 milyon ton civarında. İyimser bir tahmine göre, yıllık %3 büyüme ile 2030'ların başında Rusya, 40 milyon ton üretim hacmine ulaşabilir. Bu, yalnızca iç talebi karşılamayı değil, aynı zamanda Çin gibi umut verici pazarlara ihracat potansiyelini artırmayı da sağlayacaktır.
