Yeni Zelanda Süt Ürünleri Sektörü, Besin Verimliliği ve Sürdürülebilirlikte İlerliyor
Yeni Zelanda süt ürünleri sektörü, özellikle satın alınan azot fazlalığının (PNS) azaltılması konusunda besin verimliliğinde önemli iyileşmeler yaşıyor. Bu ilerleme büyük ölçüde Canterbury ve Southland gibi bölgelerde azot sınırlarının ve bölgesel politikaların uygulanmasına atfediliyor. Bu önlemler, sektör genelinde azot fazlalığının sürekli azalmasına yol açtı.
Bu ilerlemelere rağmen, metan emisyonları önemli bir zorluk olmaya devam ediyor. Hektar başına metan azaltımları genellikle üretimin azalmasına neden oldu ve bu durum, yenilikçi uygulamalara ve teknolojilere olan ihtiyacı ortaya koyuyor. DairyNZ'deki araştırmacılar, üretkenliği tehlikeye atmadan metan üretimini yem tüketiminden ayıracak çözümler bulmayı araştırıyor.
Düşük ayak izi bırakan yeme erişim, nispeten düşük emisyon yoğunluğu ile yüksek süt üretimine ulaşmada önemli bir rol oynadı. Bu avantaj, küresel emisyon ve sürdürülebilirlik beklentileri arttıkça giderek önem kazanıyor.
Ekonomik olarak, süt ürünleri sektörü güçlü kalmaya devam ediyor ve diğer arazi kullanım sektörleri olan ormancılık, koyun ve sığır ile bahçecilikle kıyaslandığında 40 yıllık bir dönem boyunca hektar başına daha yüksek getiri sağlıyor. Bu finansal avantaj, emisyon fiyatlandırma senaryoları dikkate alındığında bile devam etmekte ve süt ürünleri çiftçilerini operasyonlarına devam etmeleri için güçlü teşvikler sunmaktadır.
Çevresel planlar geliştirmek ve azot kayıplarını yönetmek gibi sürdürülebilir uygulamalar yoluyla uyum sağlama yeteneği, çevresel zorluklar karşısında üretkenliği sürdürmek için hayati önem taşıyor. Bu uygulamaların sürekli araştırılması ve uygulanması, Yeni Zelanda'nın süt ürünleri endüstrisinin küresel ölçekte rekabetçi kalması için önemlidir.




